Hindistan, coğrafi yapısı ve iklim koşulları nedeniyle çığ felaketlerine sıkça maruz kalan bir ülkedir. Özellikle Himalaya Dağları’nın yüksek kesimlerinde meydana gelen bu tür doğal afetler, hem yerel halkı hem de bölgeye gelen turistleri etkilemektedir. Son yıllarda yaşanan çığ felaketleri, bölgedeki risklerin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
2022 Garhwal Himalayaları Çığ Felaketi
4 Ekim 2022’de, Hindistan’ın kuzeyindeki Garhwal Himalayaları’nda bulunan Gangotri Sıradağları’nda bir zirveye tırmanış yapan 29 kişilik bir grup, ani bir çığ düşmesiyle karşı karşıya kaldı. Bu trajik olayda 10 kişi hayatını kaybetti, 11 kişi ise kayboldu. Kurtarma ekipleri, 8 kişiyi sağ olarak kurtararak hastaneye sevk etti. Ulusal Afet Müdahale Gücü (NDRF) ve Hindistan ordusu, iki helikopterle desteklenen kapsamlı bir arama kurtarma operasyonu yürüttü. Uluslararası Tırmanış ve Dağcılık Federasyonu’ndan yetkili Amit Chowdhary, bu olayın Hindistan dağcılık tarihinde ilk kez bu kadar kalabalık bir grubun çığ nedeniyle hayatını kaybettiği bir felaket olduğunu belirtti.
2023 Gulmarg Kayak Merkezi Çığ Felaketi
1 Şubat 2023’te, Cammu Keşmir bölgesinin popüler kış turizmi destinasyonlarından biri olan Gulmarg’daki bir kayak merkezinde çığ meydana geldi. Bu olayda, Polonyalı iki kayakçı hayatını kaybetti. Polis tarafından yapılan açıklamada, yaklaşık 19 turistin başarılı bir şekilde kurtarıldığı ve hayatını kaybedenlerin yasal prosedürler için hastaneye sevk edildiği belirtildi.
2018 Cammu Keşmir Çığ Felaketi
5 Ocak 2018’de, Cammu Keşmir bölgesindeki Kupwara bölgesinde yer alan Sadhna Tepesi yakınlarında meydana gelen iki ayrı çığda 13 kişi kar altında kaldı. Kurtarma ekipleri, 11 kişinin cesedine ulaştı. Ölenler arasında 2 yaşında bir kız çocuğu ve Hindistan Sınır Yolları Örgütü’nden (BRO) bir mühendis de bulunuyordu. Kar altında kalan biri 7 yaşında iki kişi ise kurtarılarak hastanede tedavi altına alındı.
Çığ Felaketlerinin Nedenleri ve Alınması Gereken Önlemler
Hindistan’da çığ felaketlerinin sıkça yaşanmasının başlıca nedenleri arasında iklim değişikliği, ormansızlaşma ve kontrolsüz inşaat faaliyetleri bulunmaktadır. İklim değişikliği, Himalaya bölgesinde daha yoğun kar yağışlarına ve ani sıcaklık değişimlerine yol açarak çığ riskini artırmaktadır. Ormansızlaşma ise doğal çığ bariyerlerinin ortadan kalkmasına neden olurken, kontrolsüz inşaat faaliyetleri de toprak yapısını zayıflatarak çığ tehlikesini yükseltmektedir.
Bu tür felaketlerin önlenmesi ve etkilerinin azaltılması için çeşitli önlemler alınmalıdır:
-
Erken Uyarı Sistemleri: Çığ riskinin yüksek olduğu bölgelerde gelişmiş erken uyarı sistemlerinin kurulması, olası felaketlerin önceden tespit edilmesine ve gerekli tahliyelerin zamanında yapılmasına olanak tanır.
-
Eğitim ve Farkındalık: Yerel halkın ve bölgeyi ziyaret eden turistlerin çığ tehlikeleri konusunda eğitilmesi, felaket anında doğru davranışların sergilenmesini sağlar.
-
Ormansızlaşmanın Önlenmesi: Ağaçlandırma çalışmaları ve mevcut ormanların korunması, doğal çığ bariyerlerinin devamlılığını sağlar.
-
İnşaat Faaliyetlerinin Kontrolü: Çığ riski yüksek bölgelerde yapılaşmanın kontrol altına alınması ve uygun mühendislik tekniklerinin kullanılması, felaketlerin etkisini azaltır.
-
Araştırma ve Geliştirme: Çığ dinamikleri ve risk faktörleri üzerine yapılan bilimsel araştırmaların desteklenmesi, daha etkili önleme stratejilerinin geliştirilmesine katkı sağlar.
Sonuç olarak, Hindistan’da yaşanan çığ felaketleri, doğal afetlerin ne kadar yıkıcı olabileceğini göstermektedir. Bu tür olayların önlenmesi ve can kayıplarının azaltılması için hem hükümetin hem de bireylerin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi hayati önem taşımaktadır.
